BİLMEK NEDİR?
- 2 Ağu 2024
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 Nis
Gördüğümüz, işittiğimiz, okuduğumuz vs. şekilde zihnimizde yer alan şeyleri çoğu kez bildiğimizi düşünürüz, bildiğimizi söyleriz.
Şimdi
" KAHVENİN TADINI BİLİRMİSİNİZ?" Diye sorulsa
Çoğumuz bu soruya " Evet" diyecektir.
Oysaki bildiğimizi söylediğimiz şey, sadece en son içtiğiniz kahveden kaynaklanır.
Önümüze birer fincan kahve konulsa, daha önce bildiğinizden farklı olabilir,
Kahveden bir yudum çekip, tadını, kokusunu, sıcaklığını, verdiği hazzı, keyfi vs. hissettiğiniz an bilmiş oluruz. Sonraki yudumlar için dahi bu böyledir her bir yudum yeni bir biliştir.
Biliyorum dediğinizde zihninizin size fısıldadığı şeyi söylersiniz.
Ancak bilmek, duyularla, duygularla, fiziki vs. olarak yaşayıp deneyimlediğiniz anda gerçekleşen durumdur . Bu süreç hayatımızda her şey için de böyledir, anda kalmak bu sebepten önemlidir.
Zihnin fısıltısından uzak, deneyimleme gayretinde olmak, yaşadığımız her bir şeyi ruhsal, psikolojik, fiziksel ve enerjetik olarak deneyimlediğimizde tam bir biliş sahibi oluruz. Bu biliş aynı zamanda gerçek bilinç olmuş olur.
Kahvenin uyandırdığı his duygu vs. her bir şey, bir yudumu çektiğimiz andaki tecellilerin bir sonucudur. Yaşantımız da an içerisindeki tecellilerin ve bu tecellilerin devamlılığı ile mümkün olmakta. Tecellinin farkına varmak, madde ve manayı ayni anda kavramaya ve hakikati görmemizi sağlar ki o zaman hakikatten bilmiş oluruz.
Bilmiyorum dediğimizde duymadığımızı, görmediğimizi değil yeni bir deneyim sahibi olmadığımızı vurgulamış olduğumuz gibi, zihnimizin bizi yönlendirmesini engellemiş oluruz. Ayrıca bilme noktasında da kendimizi kapatmamış oluruz. Çünkü bilen yeni bilgiye kapalıdır. Dolu kaba bir şey konulamaz, zihnin fısıltısına, yönlendirmesine mani olmak kabı boşaltmak gibidir.
Kısaca bilmek aslında bir haldir. Zihinsel bir faaliyet değil..
Comments